PROJECTKHARPERT2022
ENGLISH AND TURKISH
KHARPERT (HARPUT) 2022 PROJECT
Kharpert (Harput) has been a centre of Armenian life and civilisation for centuries. On the eve of WWI, over a third of the city was composed of ethnic Armenians, with their distinct identity and culture. They inhabited several neighbourhoods in the eastern and western parts of the city. They were an industrious community and contributed to the prosperity of the region.
Much of the Armenian neighbourhoods of Kharpert were destroyed during WWI (they were ransacked or torn down for firewood), and other parts of the city were destroyed later by earthquake, so that the city was abandoned by the 1930s.
In recent years, the city was gradually rebuilt and landscaped as a touristic centre. However, this revival has been selective and only reflects Kharpert’s Muslim-Turkic heritage. While mosques, medreses, türbes (Islamic tombs) and other buildings have been rebuilt, Armenian sites of comparable importance have been left in ruins. The Armenian neighbourhoods of the city have been levelled and ploughed under.
Alongside the physical revival of Kharpert as a touristic centre, the textual representation of the city has also been selective. The signposting of the city, touristic literature, and other written texts do not acknowledge the city's Armenian past.
In 2018, Turkish authorities applied to list Harput [Kharpert] as a UNESCO World Heritage Site with no references to Armenians. The word Armenian does not appear once in the application.
The Gomidas Institute proposes that Turkish authorities should take the following steps:
* Signpost and protect of the ruins of the two remaining Armenian churches in east and west Kharpert – i.e Sp. Garabed and Sp. Hagop.
* Identify the location of Kharpert's main Armenian church, Sp. Sdepanos, which has been levelled and turned into a park. The park could even be named after the church.
* Acknowledge the historical presence of Armenians in Kharpert in all official literature describing the city’s history.
* Resubmit the Turkish application to designate Harput (Kharpert) a UNESCO World Heritage Site with appropriate references to Armenians.
HARPUT (KHARPERT) 2022 PROJESI
Harput (Ermenice adıyla Kharpert) asırlar boyunca Ermenilerin yaşam ve medeniyet merkezlerinden biri olmuştur. Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce bu tarihi kentin üçte birini oluşturan Ermeniler Harput’a mahsus bir kimliğe ve kültüre sahipti. Şehrin doğu ve batı yakalarında ayrı Ermeni mahalleleri bulunmaktaydı. Üretken ve çalışkan Harputlu Ermeniler bölgenin refahına da katkı sağlamıştır.
Harput’taki Ermeni mahalleleri Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük oranda tahrip olmuş, evlerin ve yapıların çoğu yağmalanmış ya da yakacak odun sağlamak amacıyla yıkılmıştır. Kentin diğer kısımları da savaş sonrası dönemde yaşanan büyük bir deprem nedeniyle viran hale gelmiş, tarihi Harput 1930larda bu depremin yarattığı tahribat nedeniyle tamamen terk edilmiştir. Ancak son yıllarda tarihi kent adım adım eski haline döndürülmüş ve turistik bir merkez olarak düzenlenmiştir. Bu sevindirici gelişmenin yanında, ne yazık ki tarihi kent yeniden diriltilirken kapsayıcı bir yaklaşım yerine kentin sadece Müslüman ve Türk mirası göz önünde bulundurulmuştur. Kentin görülmeye değer camileri, medreseleri, türbeleri ve diğer önemli yapıları restore edilirken aynı derecede önemli ve Harput Ermenileri tarafından yapılmış eserler harabe halde kaderlerine terk edilmiştir. Ermeni mahalleleri dağ yamaçlarında kalıntı olarak seçilebilirken düzlükteki Ermeni yerleşimleri tamamen enkaz halinde gözden kaybolmuştur.
Tarihi Harput kentinin turistik bir merkez olarak restorasyonun yanı sıra kentin tarihi aktarılırken de seçici bir yaklaşım benimsenmiştir. Kente yerleştirilen yön tabela ve levhaları, ziyaretçilere yönelik metinler ve diğer yazılı kaynaklar kentin Ermeni geçmişini ya hiç dikkate almamış ya da bu geçmişe kısaca değinmiştir.
2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri Harput’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesi için başvururken bu başvuruda kentin Ermeni geçmişine hiçbir göndermede bulunmamıştır – başvuruda Ermeni kelimesi bile geçmemektedir.
Halbuki tarihi Harput’un hayata döndürülüşünün kentin çok kültürlü geçmişine daha duyarlı olması ve şu adımları içermesi gerekir:
• Kentin doğusunda ve batısında Harput’un Ermeni mirasını yansıtmaya devam eden iki kilisenin, Surp Garabed (Kızıl Kilise) ve Surp Hagop kiliselerinin işaretlenmesi ve korunması
• Yıkılmış ve yerine park inşa edilmiş tarihi Harput’un ana Ermeni ibadethanesi Surp Stepanos Kilisesi’nin bulunduğu yerin kilisenin mimarisini ve önemini açıklayan bir tabela ile işaretlenmesi
• Belediye yayınları gibi kentin tarihini aktaran resmi metin ve kaynaklarda yörenin Ermeni geçmişinin ve mirasının da dikkate alınması
• Harput’un UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olması için yapılan başvurunun kentin Ermeni geçmişini kapsayacak şekilde genişletilmesi ve yenilenmesi
Gomidas Enstitüsü bağımsız ve akademik bir kuruluş olarak Ermeni tarihi ve kültürüne dair çağımıza uygun çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu çalışmalar araştırma ve yayınların yanı sıra yardımlaşma ve destek programlarını kapsar. Enstitü son yıllarda Türkiye’de ortak çalışmalara yönelmiş, tarihsel hakikat ve uzlaşmaya yönelik girişimlerde de bulunmuştur.
« Back to projects